22 Kasım 2011 Salı
Marsel Yine Zopp'a Karşı
16 Ekim 2011 Pazar
Marsel'den Ağır Mağlubiyet
15 Ekim 2011 Cumartesi
Marsel Stockholm Elemelerinde
10 Ekim 2011 Pazartesi
Marsel Shanghai'da Kayıp
8 Ekim 2011 Cumartesi
Shanghai Ana Tablosu İçin Son Maç!
3 Ekim 2011 Pazartesi
2 Ekim 2011 Pazar
Marsel Çin'de Ana Tabloda!
29 Eylül 2011 Perşembe
Marsel Finalde Kayıp
24 Eylül 2011 Cumartesi
Marsel Finalde!
İlk turda genç oyuncu Muhammet Haylaz'ı 61-60, ikinci turda Kutrovski'yi 75-61, çeyrekte Grigelis'i 64-60 ile geçen Marsel yarı finalde de Cipolla'yı 63-64 geçerek finale yükseldi. Finalde rakibi Lacko-Darcis galibi olacak.
Bu sonucla Marsel geçen sene aldığı puanları korumuş oldu. Yarın alınacak galibiyet fazladan puan demek. İzmir'deki hava şartlarının Marsel'i fazla etkilememesi isebizim şansımız oldu.
Haydı Marsel!
19 Eylül 2011 Pazartesi
Marsel İzmir'de
15 Eylül 2011 Perşembe
Ledovskikh Maçından...
11 Eylül 2011 Pazar
Marsel Kendi Evinde!
1 Eylül 2011 Perşembe
Marsel 13 Numaralı Kortta!
Video: Marsel vs. Dancevic
Dancevic retires from Stephanie Myles on Vimeo.
31 Ağustos 2011 Çarşamba
Maç Raporu: Marsel vs. Dancevic
30 Ağustos 2011 Salı
Marsel Turladı!
Maçtan gelen kısıtlı bilgileri tweet olarak ekleriz buraya. Mesela;
gibi tweetler güzel haberler veriyor.
Rakip henüz belli değil. Verdasco - Nieminen galibi olacak. Belli olunca ekleriz buraya.
Haydi Marsel!
26 Ağustos 2011 Cuma
Marsel İlerliyor
25 Ağustos 2011 Perşembe
Bodo'nun Marsel Yazısı!
Bu yıl Marsel İlhan, sonunda bütün profesyonel tenisçilerin keşfettiği şeyi öğrendi: Teniste iyiye gittikçe, daha da iyiye gitmeniz kademe kademe zorlaşır.
Aslında şartlara bakıldığında bu ifade çelişkili gözükebilir ama örneklemek gerekirse, besin zinciri içerisinde üste çıktıkça daha da yükselmek için yeni strateji ve taktiklerle gelmelisiniz. Bu kısmen daha başarılı oyuncuların daha çalışkan ve sorumlulukların farkında olma eğilimlerinden kaynaklanmakta. Bu oyuncular üstünlük kurabilmek için bütün taşları çevirirler ve bir şeyler bulmaya çalışırlar; ayrıca bu oyuncuların üstüne gidilebilecek zayıf yönleri de oldukça kısıtlıdır.
Çoğunuz Marsel'in iki sene önce burada bir grand slam maçı kazanan ilk Türk oyuncu olarak - Özbek kökenlere sahip olsa da - büyük bir hikaye yazdığını biliyorsunuz. 2009'daki o Amerika Açık'tan önce dünya 231 numarası olan Marsel için adeta bir kırılma anıydı o turnuva.(elemelerde 3 maç kazandıktan sonra, ilk turda da Christophe Rochus'ü son setini 7-5 kazandığı maçla geçmeyi başarmıştı) Bu hikayenin farkında olanlar sadece tenis gazetecileri değildi. O zaman dünyanın 1 numarası olan Roger Federer de soyunma odasında Marsel İlhan'ı tebrik etmiş, ona tavsiyelerde bulunmuştu. O yılki başarısıyla umutlanan Marsel, daha sonrasında kariyer hedefini 10 yıl boyunca ATP'de ilk 100'de tutunmak olarak belirlemişti.
İlhan, 2009 yılının sonunda ilk 100 hedefinden 50 basamak uzaklıktaydı; ancak motivasyonunu kaybetmedi ve 2010 yılını 90. sırada tamamlayarak bu hedefine ulaştı. (2010'da challenger şampiyonluğu ile Avustralya Açık ve Wimbledon'da ana tablo maçları kazanma başarılarını gösterdi) Sonrasında kaçınılmaz olan gerçeklikle karşı karşıya gelindi. Türkiye'deki yurttaşlarının büyük beklentisi ve korunacak puanlarla başlayan 2011'e 9 maçlık mağlubiyet serisiyle girdi Marsel.
Bu başlangıç İlhan'ın neden şu an Amerika Açık ana tablosuna direkt olarak giremediğini kısmen açıklıyor aslında. Bu hafta açıklanan sıralamada 100. basamakta bulunsa da, kayıt listesi tarihinde ilk 100'ün dışında kalan Marsel, direkt olarak ana tablo biletini alamadı. Bu nedenle de bugün elemelerin ilk maçında 4 numaralı kortta yerini aldı.
Şans eseri güzel, temiz ve kurak havanın olduğu bir başka gündü bugün Flushing Meadows'ta ve nihayet halk da bu şartlar altında şehirde yapılabilecek en güzel şeyi yakalamış gibi görünüyordu. (Ulusal Tenis Merkezi'nde Amerika Açık elemelerini bedava izlemek!) ABD Tenis Derneği Halkla İlişkiler Direktörü Chris Widmaier, bana dün 7000 seyircinin maçları izlemeye geldiğini, bugün bu sayının ikiye katlanacağını tahmin ettiğini söyledi.
Bu seyircilerden bazıları Marsel'in Polonyalı Marcin Gawron ile oynayacağı maçı dikkate alarak kortta yerlerini aldılar. İlk bakışta, Marsel sanki tıpkısının aynısı olan bir adamla oynuyor gibiydi. İki oyuncu da ince vücut yapılı ve orantılı yüz hatlarına sahip olmakla birlikte, bol tüylü gözüküyordu. Ve bu benzerliğin yarattığı karışıklığı daha da artırırcasına ikisi de benzer kıyafetler giymişti. (siyah şortun üstüne beyaz rengin dominant renk olduğu tişört) Ama Marsel'in üstünlüğü daha Gawron onu maçın dışına iten çift hatalarını yapmaya başlamadan bile belirgin olarak ortaya çıkmıştı.
Marsel ilk seti 6-2 ile aldı ve ikinci sette de servis kırarak 2-0 öne fırladı. Servis attığı ikinci setin üçüncü oyununda biraz gevşek oynadı ve kendisini 30-40 geride buldu. O an not aldım: "Bu, bir ilk 20 oyuncusunun fark edip servis kırmayı geri alarak faydalanabileceği bir hataydı. Ve sonrasında işler tamamen tersine dönmeye başlayabilirdi..." Ama Gawron kendi şehri olan Nowy Sacz dışında bir ilk 20 oyuncusu olmaktan çok uzaktaydı. Marsel, servisine tutunmayı başardı...
Marsel'in antrenörü Can Üner, Türk tenisinin asıl öncüsü. İstanbul'da doğup büyüyen Üner'i tenis kariyerini sürdürmesi için babası ateşledi ve o da kendisini önce Jefferson State Community Collage, sonrasında Universty of North Alabama'da tenis oynarken buldu.
Üner'e göre Marsel'in bu yılın başında aldığı kötü sonuçların sebebi başta stratejik öğeler olmak üzere, Marsel'in oyunu üzerinde yeni şeyler denemelerinden kaynaklıydı. Bu değişiklikler bugün Marsel'in Wimbledon gençlerde final oynamış olan Gawron'u 6-2/6-0 ile geçerken sıklıkla kullandığı file önü oyununu da kapsıyordu.
Daha sonra İlhan'a çıkışını yaptığı sahneye geri dönemenin ona ilham verip vermediğini sordum. "Bu benim için özel bir turnuva" dedi duraksayan bir İngilizce ile, "Ve buradaki koşulları seviyorum. Belki iyi sonuçlar alabilirim, bu yıl değilse de önümüzdeki yıl."
İlhan 12 ay sonrasını düşünüyor çünkü hala bu yılın başında, 0-9'luk seride öğrendiklerini işliyor. Üner'in dediği gibi "En iyi oyunculara yaklaştıklarında herkes için kendini geliştirmek daha zordur. Ve bu özellikle Marsel için geçerli çünkü ona bu basamakların bazılarını atlatacak bir gençler kariyeri olmadı. Eğer fırsatı olsaydı bu tarz sorunlarla daha önceden mücadele ederdik, ama onun için hala bir öğrenme süreci var. Günden güne. Maçtan maça."
Sezon başındaki kaybetme serisi ile ilgili İlhan, "Evet, biraz baskı hissettim. Türkiye'deki herkes beni destekliyor şimdi ve herkes ilk 100'de kalmam gerektiğini söylüyor. Ayrıca şimdiden Grand Slam'lerde ikinci turda oynamaya başladım ve bu biraz baskı yaratıyor."
Ancak Marsel Ocak ayındaki gerilemesinden sonra yumruklarla yüzü değişmiş bir boksör gibi değildi. Chennai'de kendini yeniden bulan Xavier Malisse'ye kaybetti ve Avustralya Açık ilk tur maçında Mikhail Youzhny gibi güçlü bir rakibi vardı. Her Lukas Rosol (Dubai) için bir Milos Raonic (Indian Wells) vardı. Ters ayakta yakalanan İlhan, özgüvenini kaybetti. "Kendime baktım ve ne olduğunu anlamadım" diyordu bana İlhan. "Ama o maçlardan dersler aldım."
"Tabi ki biraz baskı hissetti." diyor Üner. "Fakat aynı zamanda bazı değişiklikler yapmaya çalışıyordu ve bunlar işleri zorlaştırdı. O yüzden kendini biraz geride hissetti. Ama oyunun her alanında sıkı çalışıyoruz ve tüm araçları kullanıyoruz. Marsel oyunun her alanında iyi oynama anlamında giderek daha çok kendini geliştiriyor."
Uzak ve tenis geçmişi az olan ülkeden gelen ve turda yalnız kalan bir oyuncunun yalnızlığa kurban gitmesi, daha kötüsü daha iyi bir tenis geçmişi ve altyapısı olan ülkelerdeki oyuncuların kaynaklarına ulaşamaması yakın geçmişte görülebiliyordu. Ancak videolar ve internet gibi kaynaklar göz önünde olmayan tenisçiler ve yeni oluşan tenis fanları için çağa ayak uydurmada paha biçilemeyecek kadar önemli rol oynadılar. Ve bu yolla Üner ve İlhan Türkiye'de bir tenis kültürünü hızlıca oluşturabildiler.
Üner bana "İlhan Türkiye'de meşhur" dedi bu konuyu sorduğumda. "Yaptığı her şey haberlerde. Muhtemelen ülkenin en tanınan üç atletinden biri.".
Daha da önemlisi, İlhan'ın maddi kaygıları yok; bunu, örneğin, yol alabilmek için Challenger turnuvalarında, elemelerde çabalayan bir Kanadalı veya Alman oyuncu için söyleyemezsiniz. Üner'e göre Marsel'in bir Türk GSM şirketi olan Turkcell ile beş yıllık bir sözleşmesi var. Ve birden faaliyetleri hızlanan Türk Tenis Federasyonu, aynen hükümet gibi, İlhan ve Üner ile elele çalıştı ve onlara büyük malzeme desteği sağladı.
Şimdi ilk 100'e döndüğü için Marsel daha olumlu düşünüyor. Hatta şimdi kariyer hedefini de değiştirmiş ve bir ilk 50 oyuncusu potansiyeli olduğuna inanıyor ve önümüzdeki beş ila yedi yıl içerisinde bir gün o seçkin guruba dahil olacağına inanıyor. Yine de hala bazen Marsel'in talihi onu şaşırtıyor. Bir kaç hafta önce Montreal'de Federer onunla temasa geçti ve bir antrenman seansı ayarladı. İlhan heyecanlandı, aynen 2009 yılında Federer'in onu Arthur Ashe stadyumunun soyunma odasında aradığındaki gibi.
"Bazen hala inanması çok güç. Üç yıl önce, Federer'i sadece televizyonda izliyordum." diyor İlhan. "Şimdi onunla aynı turnuvalarda oynuyorum."
Çeviren: kirpi & Russell
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Marsel Gawron Karşısında
16 Ağustos 2011 Salı
Marsel Dimitrov'a Kaybetti
15 Ağustos 2011 Pazartesi
Marsel Ana Tabloda
14 Ağustos 2011 Pazar
Foto: Cincinnati İlk Tur
Marsel Cincinnati'de Turladı!
Bir sonraki turda rakibi Schoorel. Sezon başında Federer ile yaptığı maç ile dikkat çeken Hollandalı oyuncu Nieminen'i eledi. Kolay maç olmayacak ama Marsel'e güveniyoruz.
Haydi Marsel!
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Marsel Çekilme Bekliyor
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Cipolla'ya Kaybetti
31 Temmuz 2011 Pazar
Marsel Washington'da!
Marsel Hamburg'da 2. turda kaybettikten sonra (bununla ilgili detayları Russell'a sormaktan çekinmeyin, maçı takip etti :) ) bir başka ATP 500 tunuvası olan Washington'daki Legg Mason'a katılacak.
Marsel bu turnuvanın elemelerine ismini yazdırmamıştı ve 3. alternatif olarak tabloya dahil oldu. Yani buradan eleme puanı gelmeyecek. 20 puan kazanmak için ilk tur rakibi Cipolla'yı geçmesi gerek ki biz kendisine güveniyoruz. ikinci turda ise seri başı isim Tursunov ile karşılaşacak. O da son haftalarda iyi sonuçlar alamayan bir isim.
Haydi Marsel!
19 Temmuz 2011 Salı
Marsel Hamburg'da
Ana tablodaki ilk maçını bugün oynuyor. Rakibi Alman Philipp Petzschner. Daha önce hiç karşılaşmadığı bir rakip. Ev sahibi Petzschner favori ama Marsel'in şansı var. Maç TSİ 12.00'da başlayacak ve merkez kortun açılış maçı olacak. Başarılar Marsel'e!
10 Temmuz 2011 Pazar
Marsel Finalde Kaybetti
İlk sette çok hata yapan bir Marsel vardı. İkinci sette önemli anlarda daha iyi oynadı, daha az hata yaptı ve bulduğu ilk set puanında servis kırarak seti aldı. Son setin başında kendi servisinde çok şanssız bir netcord ile puanı kaybedince maçtan biraz koptu ve 4-2'de bir kez daha servisini kırdırarak maçı kaybetti.
Marsel, Sopot challenger'da bu hafta. İlk turda Eric Prodon ile oynuyor. Maç salı günü. Umarız bu hafta olduğu gibi yine livestream olur turnuvadan. Marsel, Amerika Açık ana tablosu için yarı final yapmalı Sopot'ta. Son turnuva Amerika Açık entry list'i öncesi.
(bu maçı kazansa ilk 100'e geri dönecekti Marsel)
Başarılar Marsel'e Sopot'ta. Moral bozmak yok. 3 maç alacağız!
9 Temmuz 2011 Cumartesi
Marsel Finalde!!!
Marsel finalde Dusan Lojda-Steve Darcis maçının galibiyle oynayacak. O maç da şimdi başlıyor. Marsel yarın finali kazanması halinde Amerika Açık ana tablosunu hemen hemen garantileyecek. Çok önemli bir maç Marsel için, şimdiden başarılar dileyelim.
4 Temmuz 2011 Pazartesi
Marsel İkinci Turda
Marsel maç boyunca rakibine servis kırma puanı göstermedi ve rakibinin servisini 3 defa kırmasını bildi. Turnuvanın 1 numaralı seribaşı olan Marsel'in ikinci tur rakibi İspanyol Daniel Munoz-De La Nava olacak. 29 yaşındaki tecrübeli tenisçi dünya sıralamasında 169. basamakta. Munoz, geçen sene bu turnuvada mücadele etmiş, ikinci turda turnuvaya veda etmişti.
3 Temmuz 2011 Pazar
Scheveningen Kurası
İkinci Tur: :(
Marsel çok yakın geçen iki set sonucunda Donskoy'a elendi.
29 Haziran 2011 Çarşamba
1. Tur: Kazanıldı!
Marsel bizi önce üzdü, sonra sevindirdi. Hep böyle olsun. Skor 46-63-63.
27 Haziran 2011 Pazartesi
Braunschweig Kurası
13 Haziran 2011 Pazartesi
Tenis Doğumgünleri Köşesi
Ilhan was actually born in Uzbekhistan, so the story of how he came to Turkey is probably pretty interesting. According to Wikipedia, his real name is “Marsel Khamdamov.” He moved to Turkey with his mother (his father is deceased) in 2004, after he’d already been playing the game about 10 years. In 2007, he leaped from No. 1327 to No. 320.
He has blossomed into a viable player the last couple of years, breaking into the top 100 at No. 87 just before the Australian Open this year.
On the ATP Tour web site, Ilhan states his ambition as “to finish inside the Top 100 for 10 consecutive years.” We like the reality he lives in.
He was the first Turkish played to win a Challenger, and the first to reach the second round of a Slam when he beat Christophe Rochus in a five-set thriller at the U.S. Open in 2009.
He defeated Tommy Haas (who had been returning from more than a year off) in the first round of the French Open this year, in four sets. Ilhan had moved through the qualifying to get there; he ended up losing in the second round to Guillermo Garcia-Lopez of Spain – 13-11 in the fifth set but earned himself a nifty 25,000 Euros for his week’s work
Olmadı
12 Haziran 2011 Pazar
Wimbledon Başlıyor!
Başarılar Marsel'e. Ana tablo bekliyoruz ve istiyoruz!
11 Haziran 2011 Cumartesi
Hey... Marsel?
8 Haziran 2011 Çarşamba
Queens'ten Sesler
6 Haziran 2011 Pazartesi
Marsel İkinci Turda!
Şaşırdık mı? Hayır!
4 Haziran 2011 Cumartesi
Marsel'in Rakibi Hajek
2 Haziran 2011 Perşembe
Yok Mu Çekilen?
Edit: Çekilenler Berankis ve Fish. Berankis değil ama Fish sürpriz. Bu akşam 23.00'a kadar biri daha çekilirse Marsel ana tabloda. Çekilmezse yarın eleme oynayacak.
1 Haziran 2011 Çarşamba
30 Mayıs 2011 Pazartesi
Marsel'in Roland Garros Macerası
26 Mayıs 2011 Perşembe
Marsel'den Haber Var!
Alıntılar;
''Bu turnuva ve maç benim için çok büyük tecrübe oldu. Daha iyi çalışıp, Türkiye'yi daha iyi şekilde temsil edeceğim''
Tabi ki!
''Rakibim çok dirençliydi. Bu maçı kazanacağıma emindim ama olmadı. Birkaç kez servis kırma puanından faydalanamadım. Maçın en önemli noktaları bunlar oldu. Biraz tecrübe eksikliğim vardı. Rakibim, zor anlarda daha iyi oynadı. Bundan sonra ben daha fazla tecrübe kazanıp, şanslarımı daha iyi değerlendireceğim''
Tecrübe kazanacağına inancımız sonsuz.
''Maçtan önce verdiği röportajda, kolay maç olmayacağını söylemişti. Onu daha önce Rotterdam'da yenmiştim. Lopez, bu maça hırslı çıktı''
Eh, rakip İspanyol, zemin toprak...
''Bu maçı kazanmak istemiştim ama olmadı. En az dördüncü turu görmek istemiştim. Seneye daha çok çalışacağım''
Canın sağolsun :(
''Son zamanlarda çok iyi oynuyorum. Özellikle servislerde çok geliştim. Bu turnuvada 50 ''ace'' attım, şu an servislerde liderim. Ancak kendimi daha çok geliştireceğim''
Wimbledon! Bekle Marsel'i!
Marsel bir kaç kez raketini fırlatmış maçta ama artık daha az yapacakmış, daha sakin kalacakmış. Biz de bunu bekliyoruz ondan zaten, sakin kalırsa servis kırma şanslarını da harcamaz hem.
Bir sonraki turnuvası da Queens olacakmış! Hey!
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Biz Kazandık
24 Mayıs 2011 Salı
23 Mayıs 2011 Pazartesi
Marsel Kazandı!
22 Mayıs 2011 Pazar
Marsel Maça Hazır
"Marsel'in bacagindaki sislik 2 gün süren yogun tedavi sonrasinda indi. Dün çok hafif, bugünse Bogomolov ile ciddi bir antrenman yapan oyuncumuz yarinki maça hazir. Tüm ekip olarak, eger sakatligi nüksetmezse maçi kazanacagimiza inaniyoruz. Maçimiz yarin (Pazartesi) kort 17'de TSI ile 12.00'de baslayacak ilk maç."
Heeey!!
20 Mayıs 2011 Cuma
Şanssız Şanslı Kaybeden
19 Mayıs 2011 Perşembe
1 Adım Kaldı!
Marsel bugün Matosevic'i 62-63 ile yenerek elemelerin final turuna kaldı!
Çok rahat bir maçtı. Servis kırarak başlayan Marsel 4-0 öne fırladı. Sonra ikinci setin dördüncü oyununa kadar servis kırma olmadı. Bu noktada sıfıra karşı kıran Marsel setin dokuzuncu oyununda avantaj ile bulduğu tek maç puanını değerlendirerek son tura adını yazdırdı.
Rakibi an itibarı ile oynanan Gensse - Bautista Agut maçı galibi olacak. Gensse önde ama kim gelirse gelsim, Marsel avantajlı.
Ana tabloda görüşmek üzere Marsel!