Maçı anlatmanın bir anlamı yok. Skor her şeyi anlatılyor zaten..
Çok şey kazandığımız bir maç oldu. Tüm dünya Marsel'in adını duydu, taktir etti. Ve Türkiye de...
Buraya biraz bu bloga neden başladığımızı yazayım. Hatırlarsınız bu yılın başında Marsel için işler beklenildiği gibi gitmiyordu. Russell ve ben üzülüyorduk, çünkü Marsel göründüğünden çok daha iyiydi aslında. Bu sonuçlar onun hakkı değildi, en azından biz böyle hissettik. Elden en gelir diye düşünürken sadece ona bir blog adayalım dedik. Belki insanlar tıklar Marsel'i tanır, belki Marsel görür, destek olur diye... Aslında mantıksız tabi ama insan bir şeyler yapmak istiyor.
Bugün hislerimizde ne kadar haklı olduğumuzu gördüğümüz bir gün oldu. Duyumlarımıza göre bacağının 2. sette morardığı maçta bunu skor tabelasından anlamanın mümkün olmadığı bir mücadele ortaya koydu Marsel. Son sette sayısız servis kırma puanını, rahat hareket edememesinin e etkisiyle kaçırdı. Umrumuzda mı? Değil.
Biz bugün çok şey kazandık. En başta umut kazandık. İnanç kazandık, sabırlı olmanın, çalışmanın karşılık getireceğini öğrendik.
Bu servislerle, bu sabırla ve azimle Wimbledon'da iyi şeyler bakliyoruz ondan. Haydi Marsel!
6 yorum:
Sadece televizyondan izleyebilmek için bile olsa 3. tura çıkmasını istedim. Şu maçı izleyemediğimize çok üzülüyorum. Kötü başladı sezona ama iyi gidiyor Marsel. Sıralamada ne durumda olacak?
Kazansaydı ilk 100'deydi :(
107-100 aqrası bir yerde olacak. An itibarı ile 105 sanırım oynama olmazsa...
Wimbledon da ana tablo olur mu acaba?
Elemelere girmesi gerekecek. Wimbledon ana tablosu için sıralama 2 hafta önce alındı.
Marsel'in özellikle Grand Slam'lerdeki performansı, mücadelesi hakikaten insanı gelecek için umutlandırıyor. 5 setlik maçlarda bu direnci gösterebilmesi bile çok büyük başarı..
Sakat sakat gösterdiği bu mücadeleden sonra sonuç çok üzücü oldu ama her maç bir tecrübe. Wimbledon'da daha iyisi olur umarım.
Yorum Gönder